12 Aralık 2010 Pazar

KINAMA, ELEŞTİRİ VE ALAYGALAR

İsmail Hakkı SAYIN

Toplum kişilerin her hareketini izler, değerlendirir. Genel ahlak kurallarına uymayan söz ve davranışlar kınanır, eleştirilir. Kınama ve eleştiri için seçilen kelimeler, beğenilmeyen tutum ve davranışların kısa, özlü ve alaylı ifadeleridir.

Alaygalar, kimsenin zarar görmediği, ancak toplumun yadırgadığı tavır, davranış ve anatomi bozukluklarının kısa ve özlü ifadeleridir.

Aile içerisinde büyüğünün sözlerini dinlemeyen, aile içinde uyumlu tavır ve davranış sergilemeyen kimselerin bu tavır ve davranışları da aile fertlerince eleştiri konusu haline getirilir. Bu kişiler, aile büyüğünün “alnının ala yamalığıdır”, örüm örüm örnektir. Duygusuz, vurdumduymaz kişiler, “örü hayvanı”dır, “soma sığırıdır”.

Aileler arasındaki eleştiri ve alaygalar, genellikle kadınlar arasındaki kavgalarda da konu edilir.

Kirli, pasaklı ve bitlerle sorunu olan bir aileye, rakibi komşu kadının şu yakıştırması unutulacak gibi değildir. “ Biti bite çatıp (bağlayıp), başına da bir çoban tutup trene bindirenler!” Bu aile elbette bit besiciliğiyle iştigal etmemektedir. Ancak, rakibin bu “özlü” yakıştırması, sözü edilen aileye doğrudan “bitli” demekten çok daha etkili olmuştur.

Çocukluğumuzda, bir kadın kavgasında şahit olduğumuz bir diğer benzetme de şudur; bu kavganın taraflarından biri olan hanımın yüzünde, sivilceler biraz fazla iz bırakmıştır.. Bu durum rakibin dikkatinden kaçmamış ve hemen yakıştırmayı o anda patlatmıştır; “ çul üstüne oturmuş ..öt yüzlü..” Bu ifadelerden dolayı okuyucunun affına sığınıyoruz.

Çardak, sözlü kültürünün bir parçası olan alayga ve benzetmelere örnek teşkil etmek üzere bazı örnekler vermeyi uygun gördük.

Alnımın ala yamalığı…

Ad alıp da sofra salmıyan...

Ad batırıp yurt yitiren

Baştaksız...

Şahıkırık...

İp yumaaa başlı da yeralma çotağı gıçlı (genellikle küçük zayıf çocuklara söylenir...)

Irzı kırık...

Örüm örüm örnek.. ( orijinal ve yadırganan davranışları olan kimseler için kullanılır.)

Örü hayvanı ( “Örü” kelimesi, Arapça “Er’a”, yani otlak kelimesinin galat şeklidir. Karnını doyurmaktan başka hiçbir şey düşünmeyen, çevresiyle ilgilenmeyen ve biraz da saf olan kimselere bu yakıştırma yapılır.)

Soma sığırı (manda, camız anlamında kullanılmış olsa gerek.“ örü hayvanı” için yapılan değerlendirme bu ifade için de geçerlidir.)

Erkek deve yürüyüşlü..

Ellere benzemedik sıtarasız

Eli yüzü yunmadık, sıtarasız..

Gön deliği gözlü (yüzlerine nisbetle gözleri küçük kimseler için kullanılır.)

Kara burun sıpa yelli ( Kara burunlu eşekler su içerken, sudaki akislerinden ürker ve rahat su içemezler. Ürkek ve tedirgin davranışlı kimselere bu yakıştırma yapılır. “ yelli” kelimesi Çardak ağzında halen “gibi”, “benzeyen” anlamlarında kullanılmaktadır.)

Haşa karın.. ( Haşa, içine un, buğday konulan çok büyük çuvallardır. Bu benzetme çok şişman kimseler için yapılır.)

Ağaç kıç. ( “ Kıç” Çardak ağzında bacak anlamında kullanılır ki, bugün Azeri şivesinde de aynı anlamda kullanılmaktadır. Ağaç kıç, takma bacaklı kimselerin umumi lakabıdır.)

Aşağı yemlikten yem yememek. kibirli, kendini bir şey sayan.

Semer büzzük.. ( kibar söylenişiyle baseni büyük kimselere yapılan benzetmelerdir.)

Ad batırıp yurt itiren.. ( soylu ailelerin hayırsız, kötü ve mirasyedi fertleri için kullanılır.)

Dil otu yemiş olmak; çok geveze,

Çul üstüne oturmuş g.. üzlü..

Kelep ayak..

Gıldır gıç...

Tomsuk yüz...

Sifli...

Sanraalı...

Sifli; uyuşuk...

Azaysız...

1 yorum:

Adsız dedi ki...

biraz eksik emme olsun gari